Sabah İzmir'de Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminalinde buluşuyoruz ve TC kimliklerimizle birlikte Sunexpress Hava Yolları kontuarlarında check-in ve bagaj işlemlerimizi tamamlayarak 06:00 uçuşuyla Gaziantep'e doğru yola çıkıyoruz. Gaziantep'e varışımızın ardından kahvaltı için mola veriyoruz. Gaziantep'te ilk olarak şehir merkezi içerisinde yükselen Gaziantep Kalesi'ni panoramik bir şekilde seyrediyoruz. Kale, Roma döneminde yapıldı ve birçok kez restore edildi. 2000'li yılların başında gerçekleşen restorasyon ile son halini aldı. Sedefçiler, Baharatçılar, Sebze Hali, Tarihi Paşa Hanı, Tahtani Camii, Uzun Çarşı, Tarihi Gümrük Hanı, Zincirli Bedesten, Kunduracılar Çarşısı'nı gördükten sonra Bakırcılar Çarşısı'na gidiyoruz. Daha sonra 250 yıllık Almacı Pazarı'nı gezerek Tahmis Kahvesi'ne geçiyoruz. Kahvede Menengiç Kahvesi içip çarşılarda alışveriş yapıyoruz. Ardından Gaziantep'in meşhur baklavası ve Antep fıstığı alışverişlerimizi gerçekleştirmek için mola veriyoruz. Otobüsle Zeugma Mozaik Müzesi'ne doğru yola çıkıyoruz. Müze, Dünyaca ünlü 'Çingene Kızı' mozaiği ile dikkat çekiyor. Gezinin ardından “Cittaslow” kentlerinden biri olan Halfeti’ye hareket ediyoruz. Birecik Barajı İnşaasından sonra bir kısmı baraj gölü altında kalan Halfeti’de dileyen misafirlerimiz ile bizi bekleyen teknemize binerek Halfeti Tekne Turuna başlıyoruz. (Ekstra) Baraj Gölü üzerinde yapacağımız gezinti sırasında yine büyük bir kısmı baraj gölü altında kalmış olan Kral Kızı Mağarası, Rumkale ve Bilesur Savaşan Köyü’nde Fırat suları altında kalan Camii ve Minaresini göreceğiz. Program sonrasında “Yolların kesiştiği nokta” anlamına gelen Harran’a doğru ilerliyoruz. Harran, Dünya üzerinde sadece 3 bölgede bulunan Konik Kubbeli Evleri ile koruma altına alınmıştır. İslam tarihinin ilk üniversitesinin bulunduğu 5000 yıllık tarihe sahip olan Harran’da, Harran Üniversitesi (Ulu Cami), Harran Höyüğü, Kale, Kervansaray ve Geleneksel Konik Kubbeli Harran Evlerini görmek üzere bir tanesine ziyarette bulunuyoruz. Misafir olarak ağırlanıyoruz. Konukevi ziyaretimiz sırasında yöresel giysiler giyerek fotoğraflar çekebiliriz. Harran turumuzun sonrasında aracımıza binerek Şanlıurfa'ya hareket ediyoruz. Balıklı Göl, Şanlıurfa şehrinin güneybatısında bulunan ve Hz. İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yerdir. Kutsal balıkları ve tarihi eserleriyle ziyaretçilerini çeken gölde rehber eşliğinde gezinti yaparak fotoğraf çekiyoruz. Şanlıurfa'nın otantik çarşılarında alışveriş yapabilmek için serbest zaman veriyoruz. Sonrasında otelimize doğru yol alıyoruz. İlginiz varsa bölge kültürünü tanımak için düzenlenen sıra gecesine katılabilirsiniz.

Önemli: Şanlıurfa otel konaklamamız oda kahvaltıdır. Akşam yemeği için dileyen misafirlerimiz yemekli sıra gecesi programına dahil olabilirler. (Ekstra)

 Konaklama: VE Hotels Şanlıurfa

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak Göbeklitepe’ye hareket ediyoruz. Şanlıurfa’nın Örencik Köyü yakınlarında yer alan Anadolu ve Dünya tarihinin ilk tapınaklarına ev sahipliği yapan, Unesco Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan Göbeklitepe Höyüğü’ne varıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda National Geographic dergisinin tüm dünyada “Dinin Doğduğu Yer” sloganıyla kapağına taşıdığı ve sadece küçük bir kısmı keşfedilmiş olan Göbeklitepe hakkında rehberimizden bilgiler alıyoruz. Adıyaman’ın Kahta ilçesine hareket ederek Doğu Toros sıra dağları üzerinde 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı'na (ekstra) tırmanışa geçiyoruz. Bu muhteşem manzara eşliğinde harika fotoğraflar çekebilirsiniz. Dev Tanrı heykelleri görerek rehberimizin anlatımlarını dinliyoruz. Zirvede 2150m’de Kral I. Antiochos’un Tümülüsü yer almaktadır. Doğu ve batı teraslarında I. Kral Antiochos tarafından yapılmış Zeus (Oromasdes), Apollon, Mithras, Helios, Hermes, Herakles, Artagnes, Ares, Kommagene, Tiche ve kendisinin dev heykelleri bulunmaktadır. Kral I. Antiochos, bir araya getirdiği Yunan-Pers din ve kültürünü, geleneklerini bu eserlerde açık bir şekilde pekiştirmiştir. Rehberimizden gerekli bilgileri aldıktan sonra Antiochos'un şu vasiyetini hatırlayarak eşsiz manzaranın keyfini çıkartıyoruz; “Doğum günüm her ay ve yıl kutlanıp, bayram günü olacak, bu günlerde baş rahip, tanrılar ve benim için kendisine benim ve kanunların cömertçe verdiği Pers kılığına bürünerek hepimizin üzerine altın çelenkler koyacak. Hepimiz için bol bol kokular yakacak ve gereğince kurbanlar kesecek, kutsal sofraları en güzel yemekler ve şaraplarla donatacak. Buraya toplanan ulusum, bol bol yiyip bayram edecek” Rehberimizin anlatımları ardından minibüslerimize binerek Nemrut Dağı’ndan aşağı doğru iniyoruz. Aşağı doğru indikten sonra Roma döneminin en görkemli köprülerinden birisi olan 18 asırlık Cendere Köprüsü’ne varıyoruz ve fotoğraf molası veriyoruz. Ardından Kommagene Kralı Mithridates ve ailesinin mezarlarının bulunduğu Karakuş Tümülüsü’ne hareket ediyoruz. Muhteşem bir manzara eşliğinde rehberimizin anlatımlarını dinledikten sonra Diyarbakıra doğru  hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde olacak.

 Konaklama: Novotel Diyarbakır, Prestige Hotel

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak Dört Ayaklı Minare, Ulucami ve sonrasında Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın müze olan evini gördükten sonra aracımız ile panoromik bir geziye çıkıyoruz. Dünyanın en uzun ayakta kalmış olan surlarını, Mardin Kapı ve Keçi Burcunu gördükten sonra keyif kahvelerimizi Dicle Nehri kenarında 10 Gözlü Köprüyü seyrederek içiyoruz. Köprü üzerinden Kırklar Düzü ve Hevsel Bahçelerini görüp Atatürk köşkünü geziyoruz. Diyarbakır gezimizin ardından Hasankeyf’e hareket ediyoruz. Tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan Hasankeyf’te, Ilısu Barajının yapılmasının kesinleşmesiyle beraber 3 km uzaklığa yeni bir yerleşim yeri kurulmuştur. 2020 yılı Şubat ayı itibariyle sular altında kalan Hasankeyf’in hüznüne ortak olacağımız bu gezimizde görkemini hala koruyan Hasankeyf Kalesi'ni, El Rızık Camisi'nin minaresini ve mağaraları görerek serbest zamanın veriyoruz. Serbest zamanın ardından İlk önce Ezidilerin 1200 yıllık köyünü; Mağara köyünü gezeceğiz. Ezidiler yazılı kaynağı olmayan, sözlü geleneğe dayalı bir dine ve kültüre inanan bir halk. Köyün levhası ile karşılaştığımızda sapıyoruz. Biraz gittikten sonra evleri boş ıssız bir köy çıkıyor karşımıza. Nerede ıssız, insansız bir köy varsa orada acı vardır. Uzaktan köye baktığımda ruhumu böyle bir his kaplıyor… Köyde halen yaşayan aileler de var. Bazı evlerin onarıldığını görüyoruz. Buraya Mağara köyü denilmesinin nedeni, evlerin altında kilometrelerce uzayan yer altı yolları, mağaraların olmasındanmış. Ezidi köyü gezimiz sonrasında Midyat'ın ünlü film platolarına doğru yola çıkıyoruz. Süryani Kadim Cemaati'nin muhteşem yapısı olan Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı'nı görme fırsatı buluyoruz. Midyat'ı keşfetmek için sokaklarında dolaşmak gerekirmiş. Bizlerde misafirlerimiz ile birlikte Midyat’ı keşfetmek için önce Devlet Konukevi'ne gidiyoruz. Burada "Sıla" filmi ile tanınan konakları ziyaret edebilir ve gümüş alışverişi yapabilirsiniz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde olacak.

 Konaklama: Asur Imperial Hotel

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak  Midyat’ın güneyinde kalan plato ve tepelerin eteğinden kaynağını alan Beyazsu’ya hareket ediyoruz. Mardin’in kurak ve ağaçsız coğrafyasında, serin ve berrak suyu, ağaçları ve yeşilliği ile Beyazsu’da kısa bir çay kahve molası veriyoruz. Beyazsu gezimiz sonrası Mardin’in 30 km güneydoğusunda, Oğuz Köyü’nde yer alan Dara Antik Kenti Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşkelerinden biridir. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kenti’ni rehberimiz eşliğinde geziyoruz. Dara Antik Kenti ve Beyazsu gezimizin ardından dinlerin ve dillerin buluşma noktası Mardin’e hareket ediyoruz. Mardin’i gezmeye Kasımiye Medresesi ile başlıyoruz. Artuklular Döneminde yapımına başlanan ve 15. Yüzyılın sonlarında Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir döneminde tamamlanmış olan medresede rehberimizden bilgiler alarak gezip, fotoğraflamamızın ardından Eski Mardin’e geçiyoruz. Diyarbakır Kapı’da aracımızdan inerek Eski Mardin sokaklarında yürüyüşe başlıyoruz. Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan yürüyüşümüzde Şeyh Çabuk Camii, Mardin Protestan Kilisesi, Latifiye Camii, Sokulbar (İnekler Çarşısı), Bakırcılar Çarşısını göreceğiz. Yürüyüşümüz sırasında Artuklu Döneminin mimari örneklerinden olan Mardin Ulu Camii’yi rehberimiz eşliğinde geziyoruz. Dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in sembolü olan Mardin Ulu Cami kayıtlara göre iki minareli inşa edilmiştir. Caminin bugün mevcut olan tek minaresinin kare kaidesindeki yazıt, yapım tarihini 1176 olarak vermektedir. Fakat bugünkü minare 1888/1889 yıllarında yeni ve eklektik bir üslupla yapılmıştır. Bazı Süryani yazarlar kiliseden çevrildiğini söylerler. Yapı kiliseden çevrilmemiş olsa bile, yerinde eski bir kilisenin bulunması muhtemeldir. Burada rehberimizden alacağımız bilgilerin ardından sokakları birbirine bağlayan küçük tünellerin yani Abbaraların altından geçerek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bir dönem PTT Binası olarak kullanılmış ve bu şekilde tanınan, eski bir konak olan Şahtana Konağı’nı görüyoruz. Ardından 13. Yüzyılın başlarında Artuklu Sultanı Melik Nasreddin Artuk Aslan tarafından yaptırılan Şehidiye Camii’ni görerek Mezopotamya Ovasına karşı yorgunluk çaylarımızı içebilmek ve muhteşem fotoğraflar çekebilmek için kısa bir mola veriyoruz. Ardından Mardin’in meşhur kahve ve kuruyemiş alışverişlerimizi gerçekleştirip dönüş yolcuğu için Diyarbakır Havalimanı'na doğru hareket ediyoruz. 23.05 uçağıyla İZMİR’e dönerek tekrar buluşma umuduyla vedalaşıyoruz.